28 Aralık 2009 Pazartesi

YAŞAMDAN ÇOK ÖLÜME YAKIN


Öyle bir yerdeyim ki
Yaşamdan çok ölüme yakın
Öyle kasvetteyim ki
Sevinçten çok hüzne yakın
Alaca karanlık sisli bir hava
Her adımda görünmeyen yüzler
Sessiz feryatlar çığlıklar
Gizliden gizliye beni izler
Ayağıma dolanır vahşi bir sarmaşık
Bileğimi yakalamış bir el gibi
Yaşama dair düşünceler karmakarışık
Topraktan fırlamış isyan gibi
Her adımda başka bir ses
Duyamadığım hikayeler anlatıyor
Birbirinden ürkek aldığım her nefes
Başka bir isyanı uyandırıyor
İlerliyorum usul usul karanlık içinde
Görüyorum umutsuz bakışları
Ben de çözemedim yaşamak bir bilmece
Hepinizin ayrı bir hikayesi var mezar taşları
Şubat 2008

3 yorum:

  1. bir ara bir iki mezarlık gezip bir sürü mezar taşı okuyup, yazılarını yayınlamıştım. kimi taşlarda öykülerini de yazar. "ayağının kırılması mahkum etti onu yatağa / ardından verem kalktı atağa" diyerek devam eden acıklı öyküler.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Erkan bey benzer duygularda buluşmuşuz ben de hiç tanımadığım insanların mezar taşlarını okumayı sessiz sessiz dolaşmayı severim.....

    YanıtlaSil
  3. utanmadan yasiyoruz iste olulerimizi unutarak...
    kafka'nin sevgilisi

    YanıtlaSil