20 Temmuz 2010 Salı

BİLMİYORUM BİLMİYORUM


Cumartesi günü bir cenazedeydim. Büyük teyzemiz vefat etti ananemin kız kardeşi nicedir hastaydı zaten. Nur içinde yatsın.

Camii dönüşü enişteyi yani eşini bana emanet ettiler. Doksanına dayanmış eniştenin yüksek tansiyonu, şekeri, kalp yetmezliği vardı. Kızı mezarlıktan dönene kadar bana emanetti. Doksanına dayanmış çınarın koluna girdim.Tek tek ,tok sesiyle, düzgün cümlelerle anlatmaya başladı.Ne de olmasa yılların Türkçe öğretmeniydi.

Dik durmaya çalışıyordu kızarmış gözlerinde derin bir hüzün vardı.’’Kızım’’ diye başladı.

-‘’O kadar derin bir boşluk oldu ki, bir kum çuvalı da olsa razıyım olsa da yerini doldursa. Bir babamı kaybettiğim zaman böyle olmuştum bir de şimdi böyle oldum. Önümü göremiyorum kızım, ne yapacağımı bilemiyorum. Babam öldüğünde koca adamdım nerdeyse boyumca çocuklarım vardı da kolum kanadım kırılmıştı. Hiç bir şey yapamaz olmuşum.’’

Sonra bana döndü yüzüme baktı.

-’’Ah sana mı anlatıyorum babamın ölümünü? Sen benden iyi bilirsin benden daha genç yaşta kaybettin babanı. Baş sağlığına geldiğimde bana demiştin ki’’Lanet olsun benim doktorluğuma, lanet olsun, benim babam ölmüş, haberim olmamış.’’

-‘’Demişimdir enişte demişimdir kim bilir daha neler dedim.’’

O zamanlar dışarıdan ne kadar az şey dedim aslında. Sustuğum o haftalarda, aylarda ne çok konuştum içimden. Ölümü anlamak, kabullenmek için ne çok tartıştım, boş boş şeylere anlamlar yüklemeye çalıştım.

Enişteye baktım ikimizin de gözlerinden yaş süzülüyordu…..

Niye ağlıyordum? Ölüme mi? İnceden titreyen yüz yıllık çınarın hüznüne mi? Doksanına da gelse insanın acısının dinmeyeceğine mi?

Bu gaybana dünyaya mı?

Bilmiyorum …bilmiyorum

4 yorum:

  1. başın sağolsun. uzun zamandır okuyamıyordum seni. sabah açınca önce bir sevindim. her ne kadar sevinecek bir yazı olmasa da ...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederi canım hayat işte

    YanıtlaSil
  3. ' Canım hayat işte '
    der geçeriz,beynimize kalbimize gömdüğümüz gidenin anıları ile ölene dek yaşarız işte ne varki dimi ?
    Ölümü normal karşılıyorum belki çok sevdiğim biri henüz ölmediğinden,yada çok ölü gördüğümdenmidir.
    Hiç ağlayamam ben gururla söylem değil bu gerçekten ağlayamıyorum anlamsız geliyor insanlar onca göz yaşı dökerken benim ağlayamamam yanlış anlaşılmalara sebep oluyor uzaklaşıyorum o ortamlardan.

    Ölüye bakıyorum beden soğuk
    ne sesimi duyuyor ne ses veriyor.
    O değilmiydi benimle sohbetleri olan,bana anlattıklarından onlarca ders çıkardığım benim anlattıklarımı can kulağı ile dinleyip sırf gönül almak için 'sağol bana bunu öğrettin ' diyen.Şimdi soğuk sessiz kıpırdamayan bir et parçası halinde olan o kişi birkaç gün içinde toprak altında parçalarına ayrılmaya başlayacak.
    Akılda kalan ise anılarımız ki onlarda yitip gidecek birgün.
    ( Benim, ölen ananem idi )

    'Başın sağolsun'
    deriz hep başka ne denirki ? ölüsü olana söylenecek anlamlı kelimeler dizsek neye yararki ?
    gözyaşınımı durduracak ?
    acısınımı dindirecek ?
    Belkide en iyisi şu birkaç kelimedir.

    Ölene rahmet kalanlara sabır dilerim.

    YanıtlaSil
  4. @ tutsi
    Klasik cümleler bazen en doğru cümlelerdir bundan dolayı klasikleşmişlerdir.
    ''Ölene rahmet gerek kalana da sabır''
    Ölüm fikrine katlanmaya çalışırken, o soğuk beden ile sevdiğim kişi arasında hiç bir bağ kurmadım artık o beden de değildi ve ölü bedenin herhangi bir et parçasından farkı yoktu.
    Buna inanmazsan dayanamazsın sevdiğinin toprak altında çürüme fikrine.
    Yine klasik bir cümle ama unutulmasa da zaman acıyı hafifletiyor ve günlük yaşama geri dönüyor kişi

    YanıtlaSil