16 Şubat 2011 Çarşamba

HAYATI ŞAİR TELAŞINDA YAŞAMAK


Hayatı yaşamak yani yaşıyor olmak başlı başına telaştır insan için. Kimine göre bu telaş daha iyi yaşama telaşı bazılarına göre para kazanma telaşı bir kısım insan için de bu dünyaya kendi genetik miraslarını bırakma telaşıdır. Bazılarımız ise hayatı şair telaşında yaşarız. Ne güzel diyor Zülfü Livaneli şarkısında '’Ah benim sevdalı başım ah benim şair telaşım, ah benim yaralı ruhum ah benim insan kusurum’’


Hayatı şair telaşında yaşıyorsan hayata karşı hep yaralısındır, hem de daha bir insansın sanki. Duygusal bir savaş, yüreğin gel-gitlerden sersem. Yaşanan her duygu yer etmiştir artık ne kolay vazgeçebilirsin hatıralarından ne de mekanlardan gidebilirsin.
Yaşadıkça biriktirdiklerin artar, her yere biriktirdiklerini sürüklersin, hele bir de yalnızsan daha büyür birikenler.Şair telaşında yaşayanlar en çok yalnızlıklarında biriktirdikleri kalabalıkları altında ezilirler.

Şair tadında yaşamak hiçbir şeyden geçememektir.

Çocuksu da bir heyecanları vardır şair tadında yaşamanın. Her güzellik karşısında ansızın kuru dalların tomurcuklara durmasıdır, aynı zamanda yalnızlığın gece ayazında badem ağacı misali o çiçeklerin pıtır pıtır dökülmesi.
Yüz kere de dökülse çiçekler yine de dalların çiçek açabilmesidir aynı zamanda.

Bir parça gözlerin nemli olmasıdır sanki, yağan yağmurla beraber ağlamak, ağlayan bir çocukla beraber ağlamak, ağlayan bir yetişkine de ağlayabilecek kadar insan kusurlu olmaktır şair tadında yaşamak.

Telaşı da vardır bu yaşamanın. Bir geç kalmışlık korkusu her yaşta, çocukluğa geç kalmak, büyümeye geç kalmak, yaşlanmaya geç kalmak….
Bir zaman problemidir sanki şair tadında yaşamak. Hep bu günle sorunlar vardır geçmişle hesaplar gelecekle ilgili kaygılar.

Ama bir de tadı vardır ki içtiğin her çay tavşan kanı, izlediğin her manzara eşsiz olur. Rüzgar sadece senin yüzünü okşar saçlarını havalandırır. Gün batımı kızıllığını sana armağan edilmiştir. Şairler ise şiirlerini sana yazmışlardır. Tüm tablolar senin duygularını yansıtır besteler sana adanmıştır böyle de şımartan bir yanı vardır işte şair tadında yaşamanın.
Kalabalık bir caddede insanlar koşuştururken çöpleri karıştıran kediye sadece sen gülümsersin, minik serçenin ekmek kırıntısını kaptığını sadece sen görürsün. Yüzyıllık duvarlara tutunmuş kök salmış çiçeklerden yaşama sevincini damıtmayı sadece şair tadında yaşamayı bilenle becerir.
Tüm güzelliklerden beslenip karnını doyurabilirsin böyle de bir tadı vardır.
Ama yine de hayatı şair tadında yaşayanlar hep yorgundurlar....

çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var

yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
düşmanlarım ulaşamazlar
Şair telaşında yaşamak bir yazıya Zülfü Livaneli ile başlamak ve Ahmet Kaya şarkısı ile bitirmektir.